trıgon

Randevu Hattı

02326008666

TÜRK Denizcilik Faaliyetleri ve Limanların Gelişmesine Etkisi

Denizler iletişim kaynağı, kültür ve bilimin yayılış ortamıdır, bu nedenle ticaret yollarını korumak ilkçağlardan bu yana hep önem arz etmiştir. Günümüze kadar sürecin gelişmesinde dönüm noktaları yaratacak değişikliklere sebep olan denizcilik gücü, değişimin vazgeçilmez ve hatta önemli bir parçası olmuştur. Yaşanan süreçler ülkelerin ve de ülkemizin denizciliğe bakış açısını, denizden beklentilerini, denizin insanlara sunduklarını değerlendirebilmelerini etkilemiş ve günümüz denizciliğinin şuan ki yapısının oluşturmuştur.

Türkler, liman ve deniz ulaştırma sektörüne 11. Yüzyılın sonlarında askeri amaçlar doğrultusunda girmiş ve 15. Yüzyılda dünyanın hatrı sayılır denizci ülkelerinden biri haline gelmiştir. 16. Yüzyılda Amerika’nın henüz yerleşime açık olmadığı bir dünyada, Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarını çevreleyen bütün denizlerde Türkler faaliyet göstermişlerdir. Kapitülasyonlar sebebiyle, Osmanlı denizlerindeki ticaret, zamanla yabancı gemilerin üstünlüğü ile sonuçlanmıştır. Bir takım önlemler alınmış olsa da yeterli olmamıştır. Sanayi devrimiyle birlikte buharlı ve çelik gövdeli gemilere geçilmesi, Osmanlı ticaret filolarının hükmünü azaltmıştır. Buharlı gemi yapımı sonucunda istenilen başarıya ulaşılmamıştır.

Cumhuriyet döneminde Kabotaj Kanunu çıkarılarak, milli sularda yalnızca Türk Bayrağı taşıyan gemilerle taşımacılık yapılmasına karar verilmiştir. Bu durum milli menfaatlere uygun olsa da, yabancı armatörlerin boşluğunun doldurulamaması sorununa yol açmıştır. Ulaşımda önceliğin karayolu ve demiryoluna verilmesi, deniz taşımacılığı ve limancılık faaliyetlerini gölgede bırakmıştır. İkinci Dünya Savaşına kadar olan süreçte Avrupa deniz ticaret filolarını ve limancılık faaliyetlerini büyütüp geliştirirken, Türkiye’de limanların kapasiteleri arttırılmaya çalışılmış, deniz taşımacılığı millileştirilmiş ve eski gemiler tasfiye edilerek yenileri alınıp, inşa edilmiştir. Türk denizciliği belirli bir seviyeye taşınmış fakat yerleşim ve donanım çerçevesinde kıyaslandığında Dünya limanları ile kıyaslandığında yetersiz kalmıştır.

Liman faaliyetlerindeki ve hizmetlerindeki gelişime bakıldığında, liman tarihçesi içinde temel olarak dört farklı nesil oluşumuna neden olmaktadır. 1960 öncesi, 1960 – 1980 arası, 1980 – 2000 arası ve 2000 sonrası olarak ayrılan bu nesiller içinde limanlarda genel olarak elleçlenen yüklerde, liman konumlarında, liman faaliyetlerinde, liman karakteristiklerinde ve liman üretim karakteristiklerinde gelişmeler yaşanmıştır. Bunların değişim yerine gelişim olarak adlandırılmasının nedeni limanların her nesil içinde bu özelliklerine ek bir özellik katmasıdır. Nesiller içinde kazandığı her bir ek faaliyet ve özellik, limanların daha etkin ve verimli çalışmalarını gerektirmektedir.

Limanlarımızın alt yapı eksikliklerinin tamamlanması, teknolojiyle entegresi, Ege, Akdeniz ve Karadeniz kıyılarına daha fazla yayılması; uygulama aşamasında bulunan liman yatırım projelerinin hızla tamamlanması gerekmektedir. Bununla beraber limanların kara içlerindeki pazarlara demiryollarıyla bağlanması, bu sayede ucuz ve hızlı malzeme akışının sağlanması gerekmektedir.

Yorumlar (0)

Whatsapp Yaz!
Tıkla Ara!